Şimdiye kadar, aslında en büyük risk altında olmalarına rağmen, kadınlar iklim değişikliği tartışmalarının dışında bırakıldı. Burada bahsettiğim tartışanların cinsiyetleri değil, tartışılan meseleye cinsiyetlerin dahil edilmemesi. Şu ana kadar yapılan küresel çaplı tartışmalarda tartışılan konu genelde sorumlunun kim olduğu ve bu sorunun ekonomik boyutları. Ayrıca bu konular devletler bazında tartışılıyor olsa da bir uzlaşmaya varılması çok zor gibi görünüyor. Henüz küresel iklim değişikliğinin dahi önüne geçmek için genel bir plan oluşturulamamışken, bu müzakerelerin iklim değişikliğinin kadına ve aileye etkilerine değinmemiş olmasına şaşırmamak lazım.
"Ekstrem olaylar ve çevresel bozunma kadının sorunu haline gelmekte çünkü bütün toplumun geçimini ve işleyişini sağlamada kadının sorumluğu daha büyük." diyor Kuzeydoğu Hindistan temelli Core (Centre for Organisation, Research and Education) programının direktörü Anna Pinto. Eğer o seneki pirinç verimi düşükse; erkekler göç edip, iş bulup, evlerine para göndermek zorundalar. Bu sırada kadın ise geri kalan bakıma muhtaç çocukların ve belki yaşlıların günlük ihtiyaçlarını karşılayarak hayatta kalmasını sağlamak zorunda. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon, kadının iklim değişikliği tartışmalarında daha büyük bir rol alması gerektiğini sık sık vurguluyor ve kadının özel perspektifinin çoğu kez iklim değişikliği üzerine yapılan küresel tartışmalarda gözden kaçırıldığını ekliyor.
Christina Chan'e (Care International'in kıdemli analisti) göre adaptasyon aşamasında, tepeden tırnağa kapsamlı ve iyi dizayn edilmiş yaklaşımlar iklim değişikliğine karşı savunmasızlığı azaltma da önemli rol oynayabilir, fakat yine de bu yaklaşımlar kadının ihtiyaçları ve kadın hakkındaki önemli meselelere hitap etmede yetersiz kalabilir. Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütünün verilerine göre Afrikada kadın çiftçiler kıtanın gıda ihtiyacının %80'ini karşılıyorlar. Buradan da anlaşılacağı gibi kadınlar daha çok gündelik ve toprağa bağımlı işlerde çalışıyor. Dolayısıyla pazar tabanlı adaptasyon şemaları özellikle Afrika'da yetersiz kalıyor. Ayrıca aynı sebepten kadınlar destek servislerinden, teknolojiden, ve karar alım süreçlerinden uzak kalıyorlar.
Bu temel sorunu çözmede aktivistler tarafından sunulan temel önerilerden bir tanesi teknoloji. Eğer 3. dünya ülkelerini besleyen kadınların üretimlerinin teknoloji yardımıyla yapılması sağlanırsa, kadınların üzerindeki yükün 2-3 kat azalacağı birçok organizasyon tarafından ileri sürülüyor. Gender CC'den Ulrike Roehr erkeklerin daha geniş boyutlarda teknolojik çözümler arama eğiliminde olduklarını, fakat ihtiyaç duyulan şeyin enerji tasarruflu pişirme fırınları gibi küçük çaplı teknolojik çözümler olduğunu belirtiyor.
Kaynaklar temel bir önem kazanınca, kadınlar karar yapım aşamalarında daha az bir sese sahip oluyorlar ve bu süreçlere erişimleri de çoğu zaman engelleniyor. Sorunların çözümüne yönelik plan yapan kişiler bir kez kırsal alanda yaşayan kadınların ihtiyaçlarını öncelik sırasına koysalar, sürdürülebilir orman yönetimi ve alternatif enerji kaynakları gibi konuları içeren bir çözüm üretecekler.
Kısacası iklim değişikliği nedeniyle çoğu bölgede kadınların sırtına binen yükler, teknolojinin kullanımı ve kadınların da karar süreçlerinde daha çok yer almasıyla azalacaktır. Fakat herhangi bir önlem alınmazsa değişen iklimin neden olacağı uç noktalardaki iklim olayları toprağa bağlı olan halklarda kadını daha çok etkileyerek iklim değişikliğinin yarattığı krizleri daha büyük boyutlara taşıyacaktır.
Bilgi alınan kaynaklar:
- The Integrated Regional Information Networks (IRIN)-http://www.irinnews.org/
- CARE International-http://www.careinternational.org.uk
- GenderCC-http://www.gendercc.net/
- The Food and Agriculture Organization of the United Nations-http://www.fao.org/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder